Mücevher kadar değerlisiniz

Mücevher sadece bir taş değildir; özellikle biz kadınlar için hayallerin, umutların ve duyguların somutlaşmış halidir. Her parça, sahibinin hayatındaki önemli bir anı, ilişkileri ve değer verdiği duyguları pekiştirir. Bazen bir aile mirası olarak nesilden nesle aktarılır bazense tertemiz bir duyguyla bir ömrün beraber geçirilmesini simgeler. Anneler Günü’ne yaklaştığımız şu günlerde, sektörün güncel durumunu konuşmak üzere Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın ile konuştuk…

6dk okuma
10.05.2024
Mücevher kadar değerlisiniz

Bir mücevher parçası, sahibinin hayatındaki özel bir anı temsil edebilir. Tıpkı bir nişan yüzüğünün, iki kişi arasındaki bağlılığı ya da bir kolyenin, sevilen bir kişinin hatırasını yaşatabildiği gibi… Bu tür anılar, mücevherleri yalnızca maddi değeri olan bir nesneden çok daha fazlası yapar. Sonuç olarak, mücevher sadece bir takı değil, duyguların, anıların ve umudun sembolüdür. Onu taşıyan kişi, sadece bir taşı değil, aynı zamanda bir hikâyeyi, bir aşkı ve bir hayatı taşır. Bu yüzden, kalpteki parlaklığı kaybetmediği sürece bir mücevher hiçbir zaman eskimez ve değer kaybetmez… 

Anneler Günü’ne yaklaştığımız şu günlerde popülaritesini artıran ve ilk aşkımıza almayı düşündüğümüz hediyelerin başında gelen mücevher sektörünün ekonomik durumunu, ülke ekonomisine sunduğu katkıyı ve markaların girdiği kıyasıya yarışı anlattık.

DÜNYA MÜCEVHER PAZARINDAN ALDIĞIMIZ PAY YÜZDE 100 ARTTI

Türkiye, mücevher ihracatını 2023 yılında, 2022 yılına göre yüzde 30’un üzerinde artırarak 7,6 milyar Dolar’a yükseltti. Sektörün değerlendirmesini yapan Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın, “Türkiye’deki verileri biz ihracat bağlamında değerlendirmek zorundayız. Türkiye, mücevher ihracatını 2023 yılında, 2022 yılına göre yüzde 30’un üzerinde arttırarak 7,6 milyar Dolara yükseltmiştir. Bu rakam sadece TİM verilerini yansıtmaktadır. Bunun dışında ülkemizi ziyaret eden turistlere yapılan kredi kartlı ya da nakit satışları kapsamamaktadır. Buna ilaveten mikro ihracat olarak tanımladığımız e ticaret yoluyla satışı yapılan 15 bin USD altı satışlar yine çok ciddi bir ticarettir. Ve son olarak da bavul ticareti olarak tanımladığımız sınır ticareti yoluyla yapılan satışlardır. Bunların bir kısmı ile ilgili Ticaret Bakanlığı ve TÜİK verileri bulunmakla beraber bavul ticaretine ilişkin sağlıklı bir veri ne yazık ki bulunmamaktadır.

Trademap verilerine göre 13 milyar 572 milyon Dolar (TÜİK verilerini esas alır TRADEMAP) olan mücevher ihracatımız bile tek başına dünya mücevher pazarından aldığımız payın 2018 yılına göre yüzde yüze yakın arttığı anlamına gelmektedir” dedi.

EN BÜYÜK RAKİBİMİZ ÇİN, HİNDİSTAN VE İTALYA

Sektördeki en büyük rakiplerimizin Çin, Hindistan ve İtalya olduğunu söyleyen Yakın, rekabetin yoğunlaştığı alanlar hakkında şöyle konuştu; “Son yıllarda Türkiye İtalya’yı geride bırakarak 3. Sıraya yerleşmiştir. Ancak son olarak yaşanan altın kotası sorunu nedeniyle hem ihracatımız gerilemeye başlamıştır. Hem de ülkemizde faaliyet gösteren yerli ve yabancı üretici ve ihracatçılar, Dubai, İtalya, Mısır, Endonezya gibi ülkelere ilgi göstermeye başlamıştır. Hükümetimiz acilen etkili önlemler almazsa korkarım ki mücevher ihracatında bu günleri arayacağız ve pazar payımızı artırmak çok zorlu olacak.”

İstanbul Jewelry Show (IJS) kapılarını 55’inci kez açtı. Fuarda beklentinin karşılandığını dile getiren Yakın, fuar çıktılarına dayanarak şu şekilde konuştu; “Genel olarak fuarımızın iyi geçtiğini söylemeliyiz. Dünyadaki en önemli fuarlardan birisi İstanbul Jewelry Show… Dolayısıyla burada alışveriş potansiyeli çok yüksek. Ancak tabi fuarın sonuçları önümüzdeki aylarda belli olacak. 922 yabancı alıcının bizim davetlimiz olarak katıldığı fuarda Türk mücevher sektörü altın fiyatlarında dünya fiyatlarıyla Türkiye arasında açılan makasın büyüklüğü yüzünden fiyat vermekte zorlanıyorlar. Ancak en azından modelleri sergileniyor ve altın fiyatlarına yani ham maddeye uluslararası koşullarla erişim olanağının sağlanması halinde siparişlerin netleşeceğine kesin gözüyle bakabiliriz.”

“İHRACAT DEĞERİMİZ ÇOK DAHA YÜKSELECEK”

Sektörün geleceğine yönelik öngörülerini de paylaşan Burak Yakın, “Ülkemizin mücevher anlamında çok yüksek bir potansiyeli olduğu ortada. Bunun için sektörümüz çok çalışmaya hazır. Hali hazırda Kapalıçarşı, Kuyumcukent üretim merkezleri olarak öne çıkıyor, bir de Kahramanmaraş depremden sonra yaralarını sardı ve yeniden üretim yapar hale geldi. Bunlara ek olarak üç yeni Kuyumcukent yatırımı daha yapıldı. Model, Elmas Kule ve Atellier yeni ve modern üretim merkezleri olarak üretim kapasitemizi yaklaşık 3 katına çıkartacak. Bu da 10 ton altın tüketiyorsak 30-40 ton altına ihtiyacımız var demektir. Sektörümüzün önümüzdeki dönemde en az 100 bin yeni personel istihdam etmesi beklenmektedir. Bunun için eğitimlerimiz, farklı sektörlerden beyaz yakalı personel transferlerimiz devam etmektedir.

Mücevher İhracatçıları Birliği olarak göreve gelmeden önce ihracatçı sayımızı artıracağız demiştik. Bu bağlamda çok değerli çalışmalara imza attık ve 939 olan mücevher ihracatçısı sayısını yaklaşık yüzde 40 artışla 1346’ya yükselttik. Bunun için özellikle Kuyumcukent’teki atölyelere dönük çalışmalar yaptık, onları fason üreten atölyeler olmanın yanı sıra ihracat yapan firmalar haline getirdik. Eminim bu firmaların arasından çok başarılı arkadaşlarımız çıkacak ve bu da ihracatımızın artmasına katkıda bulunacak.

Genellikle altından ve gümüşten mamul takı ihraç ediyoruz, ancak elmas ve diğer değerli ve yarı değerli taşlardan üretilen mücevherlerle beraber daha da yüksek ihracat rakamlarına imza atabiliriz.

Tabii bu noktada bir detay daha var, çok önemli ve değerli bir detay. Hali hazırda mücevher ihracatımız, kg bazında ortalama 5 bin USD işçilik değeri ile en değerli ihracat kalemimizdir. Bu hesaplamada elmas/yakut/zümrüt/safir gibi değerli taşlardan mamul mücevherlerin daha çok ihraç edilmeye başlaması halinde ortalama kg ihracat değerimiz çok daha yükselecektir.

Tabi bunun için olmazsa olmaz koşullar mücevher üreticisi ve ihracatçılarının ham maddeye erişiminin kolaylaştırılması, rakipleriyle eşit koşulların tesis edilmesidir.”

Son olarak markalaşmanın çok önemli olduğunu aktaran Yakın, “Hem mücevher markalarının gelişmesi gerekiyor hem de Türkiye markasına yatırım yapılması gerekiyor. Türk mücevheri markasına elimizden gelen yatırımı yapıyoruz ama hükümetimizin de Anadolu’da 12 bin yıla kadar giden insan yerleşiminin ve 7-8 bin yıllarda kadar giden mücevher geçmişinin desteklenmesi gerekiyor” dedi.

MUTLU ANLARA MÜCEVHER PARILTISI

118 yıllık geçmişiyle mücevher sektörünün köklü markalarından olan Ariş, tasarım gücü ve kalitesi ile fark ediliyor. Müşteri memnuniyetini daima ön planda tutarak, kaliteli mücevheri, en doğru fiyatla sunan Ariş, özel günlere, mutlu anlara pırlanta ışıltısı ile eşlik ediyor…

Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, Anneler Günü’nden beklentilerinin yüksek olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı; “Son zamanlar üç tane mevsimimiz var; Sevgililer Günü, Anneler Günü ve yılbaşı. Bugünlerin pırlanta ve altın satışlarında önemli günler olduğunu söyleyebiliriz. Her sektörde olduğu gibi mücevher sektöründe de bir durgunluk mevcut. Sevgililer Günü’nde istenilen verim alınamadı. Anneler Günü’nden umutluyuz.”

ARİŞ’TEN ANNELER GÜNÜ’NE ÖZEL TASARIMI

Ariş Pırlanta, Anneler Günü’ne özel anne çocuk sembolünün yer aldığı kolye modeli ile eşsiz bir hediye seçeneği sunuyor.  Annenize duyduğunuz sevgiyi ifade etmek ve anne sevgisinin yüceliğini anlatmak için tasarlanan bu özel tasarım kolye, anneniz ile aranızdaki bağı daha da güçlendirecek.

Ariş Pırlanta’nın, anne ve çocuk figürünün yer aldığı, ölümsüz sevgiyi simgeleyen modeli “Annem ve Ben” anlamlı bir hediye almak isteyenler için eşsiz bir alternatif oluşturuyor. Ariş Pırlanta’nın “Annem ve Ben” kolyesi ile annenize duygu yüklü bir hediye verirken ona olan sevginizi ölümsüzleştireceksiniz. 

Yorum Yaz